SULTANHANI H.630-634 / M.1232-1236
Kayseri
Sivas yolunun 40. Kilometresinde Bünyan’a bağlı adını verdiği Sultanhanı
Kasabasında, Alâeddin Keykubad’ın yaptırdığı bir eserdir. Alâeddin Keykubad,
hol portalinde harap kitabesinden anlaşıldığı kadar 630-634 (1232-1236)
arasında yaptırmıştır. Masif duvarlar ve çeşitli takviye kuleleriyle, dış görünüşte
kale manzarası hakimdir. Güneyden kuzeye
doğru çok az meyillenen bir arazide 3900 m2 bir alanı kapsayacak biçimde inşaa
edilmiştir. Han, yolcu, yük ve hayvan üçlüsünün konaklaması esnasında
ihtiyaçların karşılanacağı barınak ve servis mekânlarını kapsayan iki kütle
olarak tasarlanmıştır.
Selçuklu
döneminde ticari yollara ve ticaret hayatına büyük önem verilmekteydi. Alaeddin
Keykubat döneminde ise Selçuklular, Anadolu’yu gıpta ile bakılacak büyük bir
ticaret merkezi haline getirmişlerdi. Mesela Sultanhanında kalan ticaret erbabı
handa üç gün ücretsiz kalır, üç günden fazla kalacaksa diğer günlerin ücretini
öderdi. Tüccarların bütün malları devletin güvencesi altına alınmıştı. Han görevlileri sabah kapıyı açmadan herkese
vukuat var mı diye sorar, vukuat varsa kimseyi dışarıya bırakmazlardı. Hana gelen tüccar malı özenle sayılır ve eğer
tüccar sabah yoluna devam edecekse, malı kendisine eksiksiz teslim edilir ve
uğurlanırdı. Bu kervansaraylar aynı zamanda dünyada günümüzde sigorta olarak
nitelendirdiğimiz malların sigorta edilmesi şeklinde ticaretin garanti altına
alınmış olması nedeniyle yapılmıştır. Bu tür kervansaraylarda tüccara
böylelikle devlet güvencesi sağlanarak ticaretin gelişmesi de
sağlanmıştır.
Diyelim ki
tüccar mallarını handan sapasağlam teslim aldı ve yoluna devam etti. Yolda
soyguncular, tüccarın yolunu kestiler ve malını çaldılar. Devlet, soyulan
tüccarın bütün mallarının karşılığını öderdi. Çünkü, Selçuklu devletinde
ticaret devlet güvencesi ile yapılmaktadır. O yüzden Alaeddin Keykubat dönemi
Anadolusu “efsanevi zenginlikler ülkesi” olarak anılıyordu.
Yapı, yüksek
ve farklı biçimde payanda ve kulelerle desteklenmiş duvarlarıyla adeta küçük
bir kale kimliği arz etmektedir. Kervansaray’ın girişinin bulunduğu kuzey
cephede, taçkapının iki yanında silindirik kesitli ve birbirine bitişik demet
pate biçiminde tasarlanan payandalar hem duvarı destekler hem de bugün büyük
bölümü yıkılmış olan avlu taçkapısına çerçeve oluştururlar. Kuzeydoğu ve
kuzeybatı köşelerindeki kuleler yıldız kesitlidir. Avlunun yan duvarlarında
birer, kapalı barınak kısmının yan duvarlarında ikişer destek payandası ve kule
yer almaktadır, Ön cephedekilerin, dışında bu desteklerin çokgen ve yarım daire
şeklinde tasarlandıkları ve üzerlerinin konik birer daire şeklinde tasarlandıkları
ve üzerlerinin birer külahla kapatıldığı gözükmektedir. Bu kulelerin saçak
seviyesinde başlayan mukarnaslarla genişleyerek yükseldikleri dikkat
çeker. Kuzeydoğu ve kuzeybatı köşedeki
kulelerin üst kısmının tüm yüzeyi dolaşan kuşakta iki şeridin geçmeler
yapmasıyla oluşan dört kollu yıldız geçmelerle dairesel düğümler yapan
şeritlerin oluşturduğu geometrik bezeme yer alır. Kuzeybatı köşedeki kulenin
orta kısmında yüzeyden çökertilmişdikdörtgen biçimli kartuş içinde taşın
erimesiyle tahrip olduğundan tam okunamayan bir yazı yer almaktadır.
Buradaki yazının “amel-i Yadigar(?)”
ibaresini içerdiğinden bu ismin kervansarayın mimarı olduğu ileri sürülmüştür.
Kervansaraya girilen ve Kuzey cephenin biraz doğusuna
kaydırılmış olan ve duvar yüzeyinden profillendirilerek içe doğru yerleştirilen
taçkapıdan girilmektedir. Taçkapıyı çevreleyen sivri kemerin üzengi taşından
sonraki üst kısmı tamamen yıkılmıştır. 1970’den sonra yapılan onarımlarda
taçkapı, duvarının taşları büyük oranda
değiştirilmiş, orijinal bezemeli parçalardan bazıları duvar üzerinde
bırakılmıştır. Taçkapı yanlardan ve üstten genişlikleri farklı üç bordürle
kuşatılmıştır. Ayrıca üç bordür de taçkapı kemerini çerçevelemektedir.
Bordürlerin tamamında kabartma olarak yapılmış, geometrik bezeme görülmektedir.
Taçkapı nişi üzerleri orjinalinden
bezemeli oldukları anlaşılan zar başlıklı sütuncelerle
sınırlandırılmıştır. Sütünce başlığı
üzerindeki bitkisel bezemeli bakiyelerden kavsara köşeliklerinin bitkisel kompozisyonlarla
doldurulmuş olabileceği anlaşılmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen görüş ve düşüncelerinizi buraya yazınız.